Hayalistic
  • Ana Sayfa
  • Seriler
  • Shounen
  • Shoujo
  • Novel
  • Blog
  • Biz Kimiz?
Detaylı Arama
Üye Girişi Üye Kaydı
  • Ana Sayfa
  • Seriler
  • Shounen
  • Shoujo
  • Novel
  • Blog
  • Biz Kimiz?
  • Final Yapanlar
  • Modern Seriler
  • Tüm Seriler Liste
Üye Girişi Üye Kaydı
Prev
Next

Finding Camellia - Bölüm 3

  1. Ana Sayfa
  2. Finding Camellia
  3. Bölüm 3
Prev
Next

3.BÖLÜM

 

Güneş ışığı malikaneyi yıkadı, ışınlar ise malikane kadar uzun ağaçların sık dalları arasından sızdı. Uzun yağış sezonu sona ermişti.

 

“Leydi hazretlerinin eve bir çocuk getirdiğini duydum. Gördün mü?”

 

Hizmetçiler, gecikmiş çamaşırları malikanenin doğusundaki nehre taşıdılar. Çarşafları, masa örtülerini ve kıyafetleri temizlerken havayı ritmik su sıçramaları doldurdu.

 

“Gördüm ama kız mı erkek mi söylemesi zordu. Çocuğun saçları kısa ve erkek gibi giyiniyor ama çok fazla tatlı görünüyordu.”

 

“Gerçekten mi? Çocuğun, Marki’nin gayrimeşru oğlu olduğunu duydum. Neden Leydi hazretleri onu buraya getirsin ki? Anlamıyorum.”

 

Suda düzgünce katlanmış çarşafların üzerine basan hizmetçi, umutsuzluğunu ifade etmek için dilini şaklattı ve “Aramızda kalsın ama Lord Kieran’ın tedavisi olmayan bir hastalığı var. Sadece diğer haneler bunu öğrense Bale hanesine nasıl tepeden bakacaklarını düşünün. Bunların hepsini bir mesaj göndermek için yapıyor. Lord Kieran’ın başına bir trajedi gelirse, Bale hanesi başka bir sağlıklı varisin ellerinde güçlü kalacaktır.”

 

Diğer hizmetçiler, konuya olan ilgilerini çabucak kaybetmeden ve ev işlerine dönmeden önce olası iddiaya başlarını sallayarak katıldılar.

 

Sonra, Betty’nin Lia ile uzaktan yürüdüğünü fark ettiklerinde bütün bakışlar onlara döndü. Söylentilerdeki çocuğu görmek için meraklanıyorlardı. Gerçekten bir oğlan mıydı? Gerçekten de Marki’nin evladı mıydı?

 

“Ah, amanın.”

 

“Gerçekten bir oğlan mı?”

 

“Ciddi söylüyorum. Lord Kieran’ı andırıyor.”

 

Çocuğu görünce farkında olmadan haykırdılar. Güzel bal sarısı saçlar. Zümrüt gözler. Uzaktan bile Markinin kanının damarlarında aktığı belliydi.

 

Lia, yürürken dümdüz ilerlemeye başladı. Markizin zevkine göre dekore edilmiş olan gül bahçesinin yanından geçerek Kieran’ın dairesine doğru yürürken bir kez olsun bakışları oraya kaymadı.

***

Lia, odasında on gün geçirdi. Betty’nin getirdiği yemeklerden yedi ve sırtı ağrıyana kadar uyudu. Bu süre boyunca tanıştığı tek yabancı Markiz’in kişisel saç stilistiydi. Lia’yı dağınık saçlarını düzeltmek için oturturken yumuşak ve ezgili sesiyle konuşuyordu.

 

Tabii ki kaçmaya çalıştı ama malikanenin çıkışına doğru giden sonsuz kızılağaç yolunu gördüğünde kaçma hevesini kaybetti. Denemenin bile aptalca olduğunu biliyordu.

 

Leydi hazretleri gerçekten de terbiyeli olursam anneme dönmeme izin verecek mi?

 

“Daha gelmedik mi madam?”

 

Betty, Lia’nın sorusunu duyunca gururla gülümsedi ve önlerinde şaşalı çeşmenin ötesindeki bir şeyi işaret etti.

 

“Neredeyse geldik. Derslerini Lord Kieran’ın dairesinde alacaksın o yüzden bu yolu aklında tutmalısın.”

 

“Ama burası çok…”

 

Büyük. Lia, cümlesini bitirmeden kendini durdurdu ve etkinlik ile hareketli malikaneye baktı.

 

“Usta Theodore’u seveceğinize eminim, Lordum.” Dedi Betty. Sesi mutlulukla doluydu. “Lord Kieran’a akademide ders verdi ama sağlık sorunları nedeniyle geçen sene emekli oldu.”

 

Lia’ya yeni ismi verildiğinden beri Betty ona daha resmi bir tonda sesleniyordu. Lia, durmasını istedi ama oldukça inatçı olan Betty, Lia’nın isteğini görmezden geldi.

 

“Ama ben okumayı ya da saymayı bile bilmiyorum, madam.”

 

“Lordum! Bana ‘Betty’ demelisiniz, madam değil.”

 

Lia, hala gayriresmi konuşmakta zorlanıyordu. Betty’nin sözleri üzerine dudaklarını ısırdı.

 

“Affedersiniz, madam…”

 

“Lordum, siz artık bir Bale’siniz, Marki Gilliard Bale’in oğlu. Kendinizi bir soylu olarak taşımayı öğrenmelisiniz.”

 

“Ama hala bir sürü şey zor geliyor.”

 

Lia, Betty ile yürürken kafasını eğdi. Sadece kışın bahşedilen bir lüks olan serinletici havanın yanaklarına değdiğini hissetti. Louver’in sefil kokusuyla kıyaslanamazdı.

 

Betty, tertemiz mavi gökyüzüne baktı. “Marki yakında dönecek. Kuzey’deki işinin iyi gittiğini duydum. Eminim ki seni gördüğünde oldukça memnun olacak.”

 

Betty mutlu görünüyordu ama Lia aynı hisleri paylaşmıyordu. Büyük taş çeşme – Marki’nin malikanesinin gururu – ve melek heykelli gül bahçesi onu korkuttu. Markiz’in kıymetli lavanta tarlasını geçtiler ve Kieran’ın dairesine vardılar.

 

Güm!

Bahçede bir silah sesi duyuldu ve bir kuş sürüsü kavgaya tutuştu. Olduğu yerde donan Lia, çığlık bile atamadı. Kısa süre sonra bir daha silah sesi duydu. Gergin boynu döndü ve gözleri irileşti. Orada dikilen, kulaklarını onun gibi kapatmış olan Kieran ve onunla aynı yaşlarda gibi görünen bir çocuk vardı. Kaşlarının üzerine düşen siyah saçlarının altında görünen kristal mavisi gözler onu büyülemişti. Küçük yaşına rağmen olgun bir havası vardı, Lia bakmadan edemedi.

 

Silahı çocuk ateşlemişti. Kieran’dan biraz uzun duruyordu ve keskin yüz hatları Kieran’ın yumuşaklığıyla tezat oluşturuyordu. Yakışıklı ama korkutucuydu.

 

Yeni gelen, sırıttı ve tüfeğini hizmetçilerine verdi. Kollarını sıvarken Lia’ya bakmak için döndü.

 

“Lius!” Kieran neşe içinde seslendi.

 

Şaşkına dönen Lia, Betty’nin yaptığı gibi başını Kieran’a doğru eğdi. Tepki gösteremeden Kieran onu kucakladı.

 

“Sonunda odandan çıktın, Lius. Senin için çok endişelendim!”

 

“Ah, şey…”

 

Lia, kendisini Lia olarak mı yoksa Lius olarak mı takdim etmeli emin olamadı.

 

“Claude. Bu, sana bahsettiğim küçük erkek kardeşim. Camellius Bale.”

 

Kieran onun yerine cevabı seçmişti ve Lia endişelendiği için aptal gibi hissetti. Camellius Bale.

 

Kieran’ın kucaklamasından kaçmak için eğilirken, Claude ona doğru bir adım attı. Ağırbaşlı bir yürüyüşü vardı ve adım sesleri hafif ama ağırbaşlı bir şekilde yankılanıyordu. Mavi gözleri ise keskindi.

 

Lia için simsiyah kanatları olan bir melek gibi görünüyordu.

 

“İkiniz çok benziyorsunuz.”

 

Claude sakince eldivenlerini çıkardı ve görevlinin getirdiği içeceği içti. Sonrasında başka bir silah seçti, öncekinden daha süslü tasarıma sahip bir tabanca. Arkasını dönerek Lia ve Kieran’a kulaklarını kapatmaları için işaret etti.

 

“Kulaklarınız.” Dudaklarını oynattı.

 

Lia, kulaklarını kapatıp ona bakarken transa girmiş gibiydi.

 

Belki de Lia’nın bakışlarını hissetmişti. Tek gözünü kapatıp ağacı nişan alıp tetiği çekerken çocuğun dudakları hafif bir sırıtışla kıvrıldı.

 

Bam!

Barutun keskin kokusu lavantaların hafif kokusunu bastırdı. İnce duman şeridinin ötesinde onun zayıf profilini görebiliyordu. Lia, burasının güzel ve sevimli olduğunu ama yine de tehlikeli şeylerle dolu olduğunu düşündü.

***

“Anladığım kadarıyla kardeşinin aniden ortaya çıkmasından etkilenmedin.”

 

Av için silah seçen Kieran, soruya şaşırarak sırtını dikleştirdi ve arkasını döndü.

 

Claude Del Ihar. Kuzeyin yöneticisi Ihar hanesinin genç lorduydu ve annesi Jasmine Pon Ihar, imparatorun genç kız kardeşiydi.

 

Yüz hatları keskindi, kuzeye özgü siyah saçları ve mavi gözleri asil soyundan miras kalmıştı. Genç yaşına rağmen, yüksek sosyetedeki birçok leydinin gözdesiydi.

 

Kuzeyin güzel yöneticisi.

 

“Kardeşim mi?”

 

“Kesinlikle birbirinizin tıpatıp benzerisiniz.”

 

Kieran, Claude’nin düz suratına baktı. Buzullar kadar soğuk gözleri büyüleyiciydi. Zahmetsiz bir ağırbaşlılık havası veriyordu ve konuşma tarzı kibirli olarak görülebilirdi ancak bu, bütün Cayen aristokratlarının en asil hane olarak gördüğü Ihar hanesinin büyük gücünden kaynaklanıyordu.

 

“Neden erkek kardeşimden rahatsız olayım ki, Claude?”

 

Claude gizemli bir gülümsemeyle cevap verirken, gözleri Kieran’ınkilerle buluştu. Alnında hafif bir kırışıklık oluştu.

 

“Çünkü o düzenbazlığın kanıtı.”

 

Sesi alçak ve zarif olmasına rağmen keskindi. Kieran üzerinde Ihar hanesinin sembolü, kartal oyulmuş tabancaya dokundu ve gülümsedi.

 

“Düzenbazlığın bir bedeli vardır, lordum. Kardeşim Lius bunun bedelini ödemek için şimdiden çok şey feda etti.”

 

Kieran kasıtlı olarak onunla resmi bir şekilde konuştu. Yanıt, çocuğun yaşının ötesinde akıllıcaydı ve Claude’nin ilgisini çekti.

 

“Bazen koca bir ömür geçirmiş yaşlı bir adam gibi konuşuyorsun, Kieran.”

 

“Yaşlı adam mı?” dedi Kieran gülerek, “Claude, kesinlikle şaka yapıyorsun.”

 

Claude, sessizce Kieran’ı değerlendirdi. Genel olarak babası Marki Gilliard Bale’e benziyordu, dudakları ise Markiz’in soğukluğunu andırıyordu. Her şeyi görmüş gibi davranırdı ama Kieran Bale gerçekte nasıl hissettiğini nadiren belli ederdi.

 

Claude’nin sadece geçerken gördüğü Camellius farklıydı. Bal sarısı saçları ve yeşil gözleri dışında Kieran’ın erkek kardeşi ona hiç benzemiyordu.

 

Claude, Camellius Bale’in bir sahtekâr olduğunu biliyordu. Marki’nin sözde oğlu olarak çocuk, babasının benzersiz sinsi aurasına sahip değildi. Ancak Claude, Camellius’a aldırış etmemeye karar verdi ve daha az erkeksi görünmesinin sebebinin genç yaşı olduğuna kanaat getirdi.

 

Öte yandan, bu dilenci çocuk Marki’ye benzemeseydi kesinlikle uzun zaman önce açlıktan ölmüştü.

 

Markiz’in planı artık onun için apaçık ortadaydı.

 

Bir sahtekâr için çok çaba harcadınız, Leydi Bale.

 

Elindeki içeceğiyle lavanta bahçesine bakan pencerenin önüne ilerledi. Sahtekâr orada bir adamın karşısında duruyordu. Lius, ellerini birleştirerek kibarca durdu ve davranışlarından şaşkına dönen adam derin bir şekilde eğildi. Bir komedi sahnesi izlemek gibiydi.

 

Dağınık saçları kulaklarını kapatan çocuk, yuvarlak yeşil gözleriyle utanç içinde etrafına bakınırken onları Claude’ye dikti.

 

Claude, içeceğinden bir yudum alırken Lius’un tuhaf yüzüne bakarak geri çekildi. Bitkilerin acı tatlı tadı ağzını doldurdu.

 

DEVAM EDECEK…

Çevirmen: Nekoneptun

Prev
Next
Okuma Geçmişim
You don't have anything in histories

Comments for chapter "Bölüm 3"

MANGA DISCUSSION

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

  • Hayalistic
  • BLOG
  • Biz Kimiz?
  • Discord
  • Destek

© 2014-2025 Hayalistic Webtoonları Sizlere Sunar.

Sign in

Lost your password?

← Back to Hayalistic

Sign Up

Register For This Site.

Log in | Lost your password?

← Back to Hayalistic

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to Hayalistic